İçeriğe Atla Menüye Atla
Et ve Süt Kurumu

Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı’nda Hayvancılık Sektörü Masaya Yatırıldı 12 Ocak 2018

Et ve Süt Kurumu ve Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı" Antalya'da 9-11 Ocak tarihlerinde  düzenlendi.

Üretici örgütleri, kamu ve özel sektör, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, çiftçiler ve 21 üniversiteden 39 akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda hayvancılık sektörü masaya yatırıldı.

Genel Müdürümüz Osman Uzun ve çok sayıda Bakanlık Bürokratının katıldığı çalıştayda kırmızı et ve süt talebinin yerli kaynaklardan karşılanması amacıyla hayvancılık sektörüne küresel rekabet gücü kazandıracak yapısal reform ve politika önerilerinin geliştirilmesi için atılması gereken adımlar değerlendirildi.

Yetiştirici ihtiyaçları ve tüketici beklentilerini karşılayacak tarımsal ekonomik model oluşturulması amaçlanan çalıştayda, süt sığırcılığı, besi sığırcılığı, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve hayvan sağlığından oluşan 4 ayrı çalışma grubu, ele aldıkları konular ile ilgili sonuç raporlarını açıkladı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba Antalya'da 3 gün süren "Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı"nın kapanış oturumuna katıldı.

Bakan Fakıbaba, burada yaptığı konuşmada, hayvancılıkta ana iskeletin orta ve küçük işletmeler üzerine kurulması, büyük işletmelerin de mutlaka ve mutlaka desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin hayvan varlığı konusunda farklı rakamların çıktığını ifade eden Fakıbaba, bu konuda bu yıl bir çalışma yapılacağını, Türkiye'nin hayvancılık varlığının tam olarak ortaya çıkarılacağını ve kayıt altına alınacağını dile getirdi.

Çalıştayı çok önemsediğini, oluşturulan 4 çalışma grubunun başkanının sunumlarını dikkatlice dinlediğini belirten Fakıbaba, tüm maddeleri ders kitabı gibi oturup çalışacaklarını, kırmızı kalemle altlarını çizeceklerini kaydetti.

Tarımla uğraşan, köyde yaşayan gençlerin giderek azaldığı konusunun ele alındığını belirten Fakıbaba, şöyle konuştu:

"Ben de yıllardır yöneticilik yapıyorum, sizin kadar olmasa da bazı şeyler konusunda tecrübelerim var. Genç bir arkadaş düşünün, kötü bir ortamda yatıyor, bulunduğu yerde çöp toplanmıyor. Ben olsam, ben de o köyde yaşamak istemem ama gözlerinizi kapatın ve düşünün, ahırı mükemmel, pırıl pırıl. Hayvanlarını seviyor, hayvanı ona ürün veriyor, geçindiriyor. Evine geliyor üstünü başını değiştiriyor, duşunu alıyor, halı sahaya gidiyor, sporunu yapıyor. Köyde kütüphanesi var. Olmayacak şeyler değil."

Fakıbaba, köysel dönüşümün kentsel dönüşüm kadar önemli olduğunu, ekonomik olarak rahat, huzurlu, altyapısı iyi köylerde hem tarımın, sanayinin tutunabileceğini, hem de gençlerin köylerinde kalabileceğini ifade etti.

Tarımsal örgütün ve sigortanın önemine dikkati çeken Fakıbaba, bunların da yetiştiricilerin eğitimiyle mümkün olabileceğini söyledi. Bakanlığı yönetmenin kolay olduğunu ancak afetler konusunda ellerinden bir şeyin gelmediğini belirten Fakıbaba, "Bugün Antalya'ya indim yağmur var. Şimdi yağmur Allah korusun sele dönüşecek mi, seralar ne olacak. Burada otururken bir yandan da yağmuru düşünüyorum." dedi.

Veterinerlik ve ziraat fakültelerinde eğitim alan çocukların, üniversitelerdeki hocaların en büyük laboratuvarının arazi olması gerektiğini, sadece teorik ders almanın yeterli olmadığını kaydeden Fakıbaba, aşı yapmadan veteriner hekim olmuş, ziraat mühendisi olmuş öğrenciler bulunduğunu söyledi.

Sağlıklı toplumun önemine işaret eden Fakıbaba, hoca unvanıyla çıkan bazı kişilerin toplumu yanlış yönlendirdiğini kaydetti. Halkın sağlığının, her gıdadan yeterince yemenin önemli olduğuna işaret eden Fakıbaba, şöyle konuştu:

"Önce can, sonra canan. Böyle kendini bilmez bir şekilde anlatıyor. 'Şunu yiyin, bunu yemeyin.' Allah aşkına hoca unvanıyla çıkıyorsun, milleti yanlış yönlendiriyorsun. 'Bal iyi değildir.' diyor. Bu, Türkiye'de üretilen bal. Dün Samsun'daydım, daha önce Ardahan'da. Diyetten anlamam ama ben bir hekimim. Allah öyle güzel şeyler yaratmış ki. Aşırıya kaçmadan, sağlıklı olmak kaydıyla temiz olması kaydıyla karnınız doyduğu an bırakmak kaydıyla yiyin. Tereyağını da zeytini de pekmezi de yiyeceksin. 'Şunu yeme, bunu yeme. Ekmeği de yiyeceksin. Allah öyle bir organizma yaratmış ki kuralına ve kalorisine göre yiyeceksin. Ben 50 tane zeytin yiyebilir miyim? 'Yiyebildiğiniz kadar yumurta yiyin.' diyor. Ben genel cerrahım 6 yumurta nasıl yenir, yenmez."

Son Bakanlar Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Eğer benim bakanım 24 saatte 48 saatlik iş yapmıyorsa bu benim bakanım olamaz" dediğini belirten Fakıbaba, bakanlıkta bürokratlarla çok çalıştıklarını, çoğu bürokratın çok az uyuduğunu söyledi.

Bakanlığın, il müdürlüklerinin, tarımda faaliyet gösterenlerin evi olduğunu belirten Fakıbaba, herkesin istediği zaman bakanlığı da il müdürlüklerini de ziyaret edebileceğini kaydetti.

Kendisine et ithalatı nedeniyle canlı hayvan kesiminin azaldığı, bunun da ciğer fiyatlarını artırdığı yönünde sorular geldiğini kaydeden Fakıbaba, 13 bin noktada ayda ortalama sadece 5 bin ton karkas et satıldığını dile getirdi.

Fakıbaba, "2017 yılı için bu 1 milyon 250 bin tondu, bu sene 1 milyon 350 bin ton olacak. Bu, tüketilen etin yüzde 4'ü, 5'i civarında. Kardeşim sen zam yapmak istiyorsun, dışarıdan gelen eti bahane ediyorsun." dedi.

Çalıştayda konuşmaların ardından Bakan Fakıbaba tarafından,  Moderatörlerler,  Genel Müdür Yardımcısı V. Salih Çelik, Prof. Dr. Engin Sakarya, Prof. Dr. Muhittin Özder, Prof. Dr. Mehmet Ertuğrul,  Genel Müdür Yardımcısı V. Doç. Dr. Veli Gülyaz'a çalışma grupları adına teşekkür plaketi verdi.

Katılımcılarla hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı sona erdi.